Bu nefreti tanıyoruz! Gördük, artırıyoruz!

Fatma Dilara Aslıhan isimli lise öğrencisi bir hanımefendi, toplu taşıma aracında yolculuk ederken laik ve seküler olmayı sınıfsal üstünlük zanneden bir organizmanın saldırısına uğradı. Her hadisede kadının beyanı esastır diyen hemzemin güruh ise beyanın sahibi tesettürlü bir genç kız olunca bu kez "Kabataş yalanı" tekerlemesini gevelemeye başladı.
 
Oyun oynamıyoruz! 28 Şubat'ı bin yıl sürdürme azminden 15 Temmuz'daki girişimin başarıya ulaşmasını hayal etmekten ciğeri solan azgın bir azınlık ile birlikte yaşıyoruz. "Kabataş yalanı" demişken biz onun da yalan olduğunu düşünmüyoruz. Gazeteciler abartmışlardır, hikayeye hikaye katan olmuştur ama biz o Hanımefendi'nin de yalan söylediğine inanmıyoruz. Bu burada bir dursun.

"Kabataş yalanı" dedikleri hadisede bizce görüntüleri yok edenler kimse "Görüntüler nerede?" diye soranlar da onlardı.
 
Bu kez görüntü var, minibüste saldırıya şahit olan bir dolu insan var, minibüsü karakolun önüne çeken bir minibüs şoförü var ama Kemalist / Seküler militanları yine de ikna edemedik. Çünkü onlar saldırının kendisinden değil saldırının ortaya çıkmasından ve bu kez videosunun da olmasından rahatsızlar.
 
Çünkü... Çünküsü yok; ellerine imkan geçse yeniden 'Üç Ali'lere mahkeme kurdurup İslam'ın şiarını üzerinde taşımaktan onur duyan insanları darağaçlarında sallandırmaktan perva edecek değiller.

Uzatmayalım. Biz bu olayda nasıl Kabataş günlerinde saldırıya uğrayan Hanımefendi'nin yanındaysak bugün de Fatma Dilara Aslıhan isimli kardeşimizin tam önünde duruyoruz. Tam önünde duruyoruz ki bir daha eliniz ne ona ne de bu milletin bir başka evladına ilişmeye cesaret edemesin.
 
Meselemiz ise başındaki örtü değil. Biz bu memlekette büyük bir aileyiz ve milyonlarca kardeşiz. Sizin hiç içine giremeyeceğiniz büyük ve güzel bir aile. Özgecan'ın başında örtü yoktu ama biz onun yiten canına kendi öz kardeşimiz gibi üzülebildik. Siz ise üzülmeyi bile beceremediniz. Küçücük ideolojileriniz bu milletin irfanının üzerinde değil ve bizi yenemeyecek.

Evet, biz Kabataş'taki saldırıdan da Maltepe'deki saldırıdan da eminiz. 

Çünkü biz bu nefreti 28 Şubat'ın üzerimize çöken karanlığından tanıyoruz. Biz bu nefreti 28 Şubat cuntasının yerlerde sürüklediği başörtülü üniversite öğrencilerinden, Eyüp İmam Hatip Lisesi'nin önünde sırf başındaki örtüyle okula gitmek istiyor diye gözaltına alınan 14 yaşında çocuklardan ve Müslümanların öz yurdu olan bu ülkede eğitim alması yasak edildiği için bilumum Ehl-i Salib ülkesinde okumak zorunda kalan kardeşlerimizden tanıyoruz. 

Bu nedenle bu kez gerekirse 15 Temmuz'daki gibi canlar vereceğiz ama size aynı hazzı tekrar yaşatmayacağız.
 
Bu topraklar bizim! 
 
Bir daha söylüyoruz: BU TOPRAKLAR BİZİM!
 
Beğenmiyorsanız güneydeki yahut batıdaki hamilerinize söylersiniz size bir konum atarlar, gider oralarda seküler seküler yaşarsınız... Ama burası Türkiye ise, bu millet Müslüman ise, şu dört bir yanda bu toprakları kanıyla yoğuran genç yiğitler bizim evlatlarımız ise siz de bu topraklarda yaşayan bu büyük aileye saygı duyacaksınız. 
 
Nasıldır bilirsiniz: Paşa paşa...
 
Rektörler o kızlara selam durdu, omuzlarında galaksi taşıyan generaller o kadınlarla başa çıkamadı.
 
Bizden hatırlatması.
 
 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YORUM YAZ