AK Parti'yi, pardon hükümeti, pardon devleti yenmenin en kolay yolu

Darbe sonrası, birileri hala 'operasyon çekmeye' devam ediyor...

EYLEM | ANALİZ HABER

Habercilik yahut metin yazmanın temel kuralları, önce duyguyu yükseltmemizi sonra şiddeti göstermemizi ve en sona gelmeden mesajı vermemizi emir buyurur. Ancak bir tersini yapacağız ve mesajı en başta vereceğiz çünkü Eylem olmak bunu gerektirir.

AK Parti'yi, pardon hükümeti, pardon devleti yenmenin en kolay yolu: Makul çoğunluğu dağıt, siyasi merkezi parçala, alternatif merkezi önceden işaret et...

Darbeye tevessül edip başarılamayanı bir yolunu bulup isteyen örgütün başında olsaydık böyle düşünürdük. Karşımızda MHP ve Saadet Partisi ile birlikte sırtını yüzde 65'e dayamış bir hareket var. Ne yaptıysak başımıza geçirmiş. Başımıza örülmüş çoraptan kurtulmak ve elimizdeki kelepçeyi çözmek için işte bu yüzde 65'e dayanan makul çoğunluğu dağıtmak zorundayız. Bunun yolu ise yüzde 65'in doğal liderinin etrafındaki makul kitleyi ona düşman etmekten ve kopartmaktan geçer.

Hatırlayın hengameyi.

Hakan Fidan darbeyi haber vermeyen bir şüpheli idi. Görevi sallantıda idi. Hulusi Akar şaibeli idi. Hatta darbeye ilk karşı duran Ümit Dündar cunta komutanı bile ilan edildi.

Darbeyi yapamayanlar paçayı kurtarmak için buna mecburdular.

Olmadı. Cumhurbaşkanı, her ikisine de sahip çıktı.

Şimdi başka bir kurgu sahnede.

Makul çoğunluğun etrafında halkalandığı siyasetin merkezini dağıtmak için hem ifadeler veriyor hem haberler uyduruyor hem de orduyu tüketmek için sosyal medya operasyonları çekiyorlar.

Başbakanlık görevinden patırtısız çekilen Davutoğlu, darbecilerin Hulusi Akar ile görüştürmek istediği kanaat önderi imiş. O olmazsa Gül ile görüşün demişler. Bunu bir asker ifadesinde belirtmiş de basına sızmış.

Ne kadar da zekice (!) değil mi? Gülen ile görüştürülmek istendiğini söyleyen Sayın Akar yanlış hatırlarken darbeci askerin hafızası pir-u pak maşallah.

Biz de bu cürmün ortasında kalıp muhtemelen ömürlük cezayı çekmek için hapse düşmüş olsa idik kafa karıştırmak isterdik. Öyle bir kafa karışıklığı ki karşımıza on milyonlarca insanı çıkaran milli ittifak dağılsın...

Ne yapardık?

Reis'i yalnız başına bırakmak isterdik. Tek kalsın. En yakınlarının düşmanlık ettiği, bayrak açtığı tahtı sallantıdaki lider oluversin. Kayseri Gül ile, Konya Davutoğlu ile, Ordu Kurtulmuş ile, Manisa Arınç ile ve Trabzon Süleyman Soylu ile gitsin de geriye Reis'e Rize kalsın diye kıvranır dururduk.

Bu değirmene su taşıyanlar, tam da bu nedenle hangi buğdayı un yaptıklarına dikkat etmeye memurlar.

 


0 Yorum

Yorum Yap